22 Mart 2012 Perşembe

tamamiyle ocağın suçu

sevgilinin evine gidince yemek yapmak farzdır. yemek yapmayı bilmiyorsanız bilip öyle gidiniz evine geleceğinizi düşünüyorsanız şayet.

ben, gelecek düşünmeden yaptım. ilk yaptığım yemek sanıyorum ki dolma idi. emin değilim. neyse, ilk yaptığım yemeği pek sevmişti ev arkadaşıyla. işin boyutunu yükselttim bamya yaptım. yanına da pilav. pilavın şehriyelerini yaktığım için kömür kıvamında bir pilav olmuştu. o günden bugüne ismi "holynin yanık pilavı xD" kaldı.

ha ha ha
çoğomik!
holy ve crowley'nin temsili mutfak resimleri

yine yaptım, beraber yaptık. en son pırasa yaptım ki övünmek gibi olmasın pırasayı iyi yaparım.
ama yandı cağnım pırasa!
nasıl yaktığımsa inanılmaz enteresan. içinde suyu vardı, altı kısıktı. ha kalkayım yerimden, ha gideyim mutfağa derken koca totomu kaldıramadığım için yandı. bunda onun da parmağı yok değildi bittabi. ama işte, diyemiyorsun ki "senin yüzünden!" diye sevdiceğe.

sevgilim yokken inanılmazdı her şey. yani mutfaktaki yeteneğim :)
muffin mi istersin tiramisu mu? her hafta sonu muhakkak bir şeyler yapardım. bunalımda olduğum içinse kilo almazdım. şimdi yapmak içimden çok gelmiyor. daha çok pilates yapmamk, kitap okumak, seyahat etmek falan istiyorum ^^ (holywitch'in hobileri bayanlar baylar :P)

tabi bunda kilo almamın inanılmaz bir faktör olduğunu belirtmek de isterim.
geçen sene bu vakitler tartımız 57 den öteye geçmez iken, bu sene bu vakitler 61,50 ^^ ohaa! bunda hep onun etkisi var işte!

-hayatım canım x çekti :(
-sipariş edelim hemen.

be adam, bir kere de "hayır yeme!" desene!!!
ama iş kozmetiğe gelince hayır demesini çok iyi biliyor :( zaten hep de böyle yapar o :(
lanet olsun!!!

21 Mart 2012 Çarşamba

makyaj blogları

bir şeyle, biriyle alay etmeyeceksin arkadaş. 
ne dersen aynısı başına geliyor. bunu çok daha iyi anladım. 

sizden ayrı kaldığım bilmem kaç ay içerisinde yeni uğraşlar buldum kendime. eskiden, alaylı bir şekilde takip ettiğim makyaj bloglarını, büyük bir ciddiyetle takip etmekte ve önerdiklerini almaktayım. bu yüzden de mali bir kriz içerisindeyim ^^. nalet olsun bebeyim, çok hoşlar ama boş değiller kesinlikle. 

yok nars, yok mac derken "bize borcun dış borç kadar oldu eheheh :)" diyen bankaların gözünden öpeyim. bu işten en çok zararlı çıkan sevgilim ve annem. 

artık bu bende ciddi anlamda bir uğraş oldu. eskiden sadece alıp saklarken şimdi ise baya baya kullanıyorum aldıklarımı. 

benim size önerebileceğim en iyi marka kesinlikle M.A.C! verilen paranın tek kuruşuna bile acımayacağım kadar hem de. tabi paranız yetiyor ise. yetmiyorsa muadili olmayan fakat beklediğiniz gibi sonuç alabileceğiniz en ekonomik markalardan biri maybelline. 

M.A.C'ten sonra NARS geliyor. Nars'ın allıklarını tek geçerim. her ne kadar orgasm allığı ben de "dağlar kızı haydi" kıvamında dursa da yine de seviyorum. 

oturup size "şu şunun swatchu, şu da bunun" diyerek reklam yapmayacağım belki ama emin olun tüm bildiklerimi paylaşacağım. 

yine en iyi makyaj blogları arasında örnek verebileceğim makyaj çantam hariç (artık o bir ikon çünkü) just-make up ve lensmakyaj olacaktır. bu hanım kızların yaptıkları ve önerdikleri gerçekten çok işe yarar bilgiler. ben de fazlasıyla yararlandım. 

açıkçası durum bu. şu sıralar takıntılı olduğum en birinci konu bu.
ikincisi ise, kilo verebilmek. 

insan mutlu olunca har vurup harman savuruyor, gördüğünü yiyor cano canlar. mayısın sonundan beri iki üç kere iştahım kapanmıştır. o zamanlarda acillik olduğum zamanlardı. 
aşk hakikaten iştah açıcı imiş. 
neyse ki ikimiz birlikte kilo alıyoruz. yani sorun yok :P ahaha yok be, rejime başladım, yarım bıraktığım pilatese devam ediyorum. 
dukan ve karatay diyetlerini araştırıyorum. 
öyle işte. bakalım, buralara dönmeyi de düşünmüyor değilim. açıkçası yazacak çok şeyim birikmiş. 

mesela iki kere ece temelkuran ile görüştüğümü (yalana bak, sadece imza gününe gittim ^^) size söylemedim. gerçi tivitırdan takip edenler bilirler gidip gördüğümü :) 

sağlıcakla kalınız :)