24 Mayıs 2012 Perşembe

isimsize mektup

durumun vehameti karşısında olgunluğumu gerçekten korumaya çalışıyorum.
yapılanları anlamlandıramıyorum.

bugünler de "holy'i sinir edelim kampanyası" falan mı yapılıyor? çünkü nerede, ne yazarsam yazayım insanlar çok pis üstlerine alınıyorlar. sivri dilim, ukalalığım karşısında "uyuz, aptal, salak, gösteriş budalası, sana mı kaldı her şey?" falan dediklerinin de son derece farkındayım da ben bir tarafıma takıyor muyum acaba? bunu düşündün mü hiç?

hiç sanmıyorum. popülerizmin kurbanı olmuş, yaşam tarzı ve felsefesi bu olmuş birinin bundan anlamasını zaten bekleyemem.

peki neydi buraya, bu raddeye getiren sebep her şeyi?

ben suçumu söyleyeyim : fazlasıyla değer vermek. "bu kadar senelik dostum benim :(" lerle başlayan cümleler kurmak. önemli günlerde asla unutmamak ama bazen unutulmak. unutulmayan zamanlarda ise önemsiz bir şekilde üstünden şöyle bir geçmek.
ölümdü hastalıktı her kötü gününde yanında olmak. aynı şeyleri ben yaşarken yanımda olamamak..
buna rağmen herkese kapris yaparken, o tarafa yapamamak. niye? o kadar senenin kıymeti büyük benim için.
güya.
ha bir de kıskançlığım. ama bunu sağlayan da yine karşı taraftı.
hatırlamıyorum açıkçası öküz gibi ağlarken yanımda var mıydı yok muydu? hep başkaları geliyor gözümün önüne.

...........
sosyal platformlarda insanlar tamamiyle klavye kahramanı oluyorlar. kendi kurdukları hayalin içinde yaşıyorlar. istediklerini, sevmediklerini, burunlarını sokmaları ya da sokmamaları gereken her şeyi, düşündükleri ne varsa cesaretlice yazıyorlar. ben de dahilim buna. allah'tan işi şizofreni boyutuna getirmiyorum.

ve ne hikmetse o kadar fazla üstüne alınan mal var ki yazdıklarımdan..yüzünü görmediğim, sesini duymadığım, iki üç kere mesajlaştıktan sonra her taraftan takip eden hasta ruhlu insanlar bunlar, onlar için yapabileceğim cidden bir şey yok. ben yazmaya devam ederim, alınan alınır.

bunlar genelde twitter'da veyahut sözlükte olan şeyler.

facebook ise ayrı bir yer ve facebook'tan yazdığım her şey bir kişiye mahsus değil, bir çok kişiye mahsustur. ve genelde yazdığım, çizdiğim, çaldığım müstehzidir.

üstüne alınıyorsan, gelip önce benimle konuşman gerekir şayet. sebepsizce vikvikviklememen ve en son ilkokuldayken attığım tripleri sevgili dostlarınla ^^ beraber atmaman gerekir. gözümde basitleşmemen gerekir. bazı şarkılar, yazılar sana mahsus değil tikican. milyonların dinlediği şarkıyla dalga geçebilirim, eleştirebilirim.  demek ki ben de duymuşum, demek ki sıklıkla paylaşılıyor orada burada... demek ki tek sen değilsin oklarımın hedefi..

anlama kapasiten, algıların bu kadar darmış ki beni anlayamamışsın. veyahut gaza getirilmişsin.
"aaa hayırrr, benim dostlarım öyle değildir tamam mı? >:(" dersen "he gülüm, he canım" derim.

benim tek derdim sen ve senin gibiler değil. sanırım ki senin de derdin bu değil. o zaman neden yapıyorsun? kötü günler mi geçiriyorsun? eğer öyleyse bunu bana anlatmanı beklerdim. ahahah eskiden olsa tabi. şimdi dostların var ^^ canlarım yaaa siz her şeyin en iyisini hak ediyorsunuz. ^^ panpişlerim.. muahhhh

ama ne yazık ki sen ve senin gibiler benim iş yerimde, bulunduğum mecralarda, her yerde karşıma çıkıyorlar. yani bana bir nevi "çekilmez insan paratoneri" diye bilirsin. çünkü sen ve onlar cidden çekilmezsiniz. ben çekemiyorum artık. yarı sakin hayatımda sizi istemiyorum. sizinle uğraşmak istemiyorum. bu saatten sonra da sizinle hiçbir şeyin eskisi gibi olabileceğine de inanmıyorum. yapmacık olmak istemiyorum. yapmacık olmadığım için insanların arkamdan "kimseyle konuşmaz, gülmez" dediğini de biliyorum. sevmediğim insanlara gülüp canım cicim demek bana ters çünkü.

umarım anlamışsındır. anlamışsınızdır.

bundan daha fazla bir şey de demeyeceğim. fazlasıyla basitleşen isimsiz diyaloğa kendi adıma son veriyorum. senin kadar basit olmak gerçekten istemiyorum. okullu olmak; çok şey bilmek ve insan olmak demek değilmiş. sen ve bir kaç kişi sayesinde son dört aydır artık bunu iyice kavradım. iyi ki fazla okumamışım. iki senelik tekirdağ maceramdan çok memnunum. bana gerçekten hayat tecrübesi kazandırdı. senin gibi okumuş olmak istemezdim.

neyse,

şimdi gidip sevgi pıtırcıklarınla nispetli şarkılarda el sallayın.. ben de kendi mütevazi yaşamıma devam edeyim.

3 yorum:

Paris in Me :) dedi ki...

twitterda retweet ediyoz yaa hani, bu yazıyı da repost falan edesim geldi resmen, o derece...

Adsız dedi ki...

çok iyi anladım ve her kimse seni bu kadar üzen eshefle kınadım

Holy Go-Nightly dedi ki...

silvicimmm o kadar doluydum ki gerçi hala öyleyim.. bunlar çıktı..

toprak, eshefle kınasan kaç yazar, devam ediyorlar :(