10 Mart 2011 Perşembe

keçi gibi inatçıyım

bir haftalık bir aradan sonra çok sevdiğiniz, bağrınıza basmaktan asla çekinmediğiniz, güzeller güzeli cadınız tekrardan yazmaya başladı.

kendimi yerli yersiz övmek en hususi, en birinci huylarım arasındadır.
bizim aile "a kızım, kendini övme, başkaları seni övsün" der dururlar hep. niye kendimi övmeyeyim ki? övülecek çok huyumun ve özelliğimin olduğunun farkındayım ve bunları insanların gözlerine sokmak beni feci halde tatmin ediyor.

gelelim gelişmelere; modaya uydum keçi gribi oldum! bir şişe perebron ve bir kutu sinecodla öksürüğüm geçti. iki hafta öksürdüm, boğuldum resmen. sanıyorum ki inatçı olduğu için ve uzun süre devam ettiği için bu gribin ismi keçi gribi.

ama benim keçi gribi çok da keçi gribi değil gibiydi. ne bileyim, doktor bir isim bulamadı gibi geldi bana. sadece öksürükle hasta olunabiliyorsa tamam. bence kronik bir öksürükten başka hiçbir şey değildi yaşadığım :P

"keçi gribi olan sevgilisini terk etti!" 
evet, gün geçmiyor ki şu nazik kentimizden saçma bir haber ağımıza düşmesin. şimdi haberimizin başlığı ve inceliyoruz.

istanbul'da yaşayan x.w. isimdeki genç kız iki hafta önce yakalandığı keçi gribinden ötürü sevgilisi tarafından terk edildi. sevgilisi q.x sorularımızı cevapsız bıraktı, bir muhabirimizin de üstüne çullandı. biz de soluğu  zavallı x'in yanında aldık.

"böyle olacağını bilseydim hiç evet der miydim?
keçi gribi mağduru genç kız

holy : sevgili x, sevgilinle önceden aranızda herhangi bir husumet var mıydı?
x : yoktu. hatta beni çok sevdiğini ve her fırsatta benimle evlenmek istediğini söylüyordu. pembe pancurlu ev hayalleri kurdurtuyordu bana.
holy : peki, evlenme girişimi sadece hayalden mi ibaretti?
x : evet. iki buçuk seneden beri beraberdik. neden böyle olduğunu anlamadım ühühühhüühüh.
holy : keçi gribine yakalanmadan önceki günlerde hal ve tavırları nasıldı?
x : bir gün öncesinde sabahtan akşama kadar sahilde oturduk. o sırada arkamızdan geçmekte olan keçilere baktık. koç burcu erkeği olduğu için çok severdi keçileri. gitti sevdi bir kaçını. sonra kumpir yemeye gittik.
holy : peki sonra ne oldu?
x : bana ısrarla kumpirimin içine siyah zeytin koymamı istediğini söylüyordu. ben de onu kıramadım. koydurdum. ama zeytinlerinin tadı bir acayipti.
holy : peki sonra?
x : ertesi gün, çok ateşim olduğunu ve öksürmekten boğulmak üzere olduğumu, gelip beni doktora götürmesini istediğimi söyledim. doktora gittik ve doktor acı gerçeği bizimle paylaştı..
holy : tepkisi nasıldı o an?
x : bilmiyorum. biraz bozuldu gibi. ilaçları aldıktan sonra "x, bu iş daha fazla yürümez. en kötü anında seni bırakmak istemezdim ama, bitti artık herşey" dedi.. öhühühühühhühühü neden böyle dediğini anlayamıyorum. oysa çok seviyorduk birbirimizi holy abla.. nolur yalvarıyorum sana, bir el at şu işe, dönsün bana q!!!
q!!! sesimi duyuyorsan lütfen geri dön bana..

işte böyle sevgili okurlar.. keçi gribi yüzünden ayrılan bir çiftin hazin öyküsü.. bu işte bir bokluk var ama neresinde bilemedim doğrusu :P

4 yorum:

deeptone dedi ki...

hastalıktan dolayı uzak kaldın deme ki. geçmiş olsun.

ne komik yazmışsın yine.

Holy Go-Nightly dedi ki...

aslında hastalıktan dolayı değil deep. şu blog kapama olayından sonra içimden gelmedi hiç yazmak.

deeptone dedi ki...

peki

Profösör dedi ki...

keyfimizi kaçırdı bu bilog