15 Haziran 2010 Salı

forever depressive mode on

bugünlerde her şey saçma geliyor. kimse beni doğru düzgün dinlemiyor, düşündüklerimin saçma olduğunu söylüyorlar. çünkü onların her şeyleri düzgün. benim yaşantım onlara saçma geliyor. saçma ötesi bir insanmışım gibi hissettiriyorlar.

o kadar kolay diyebiliyorlar ki benim kendime söylemekte zorlandığım şeyleri. tabi tabi bunların hepsi benim iyiliğim için. çok ön görüşlü insanlar onlar, bense hala daha düşüncelerinin iki kez tartılması gereken, hatta dinlenmemesi gereken bir paçavrayım. bir iki kişinin dışında genelleme yaparsam çevremde herkes böyle.

eğer rahat rahat "gelirse ekime kadar, giderse şeyime kadar" diyebilsem zaten derim, onlara hiç ihtiyacım kalmaz. sırf içimi boşaltmak adına bir şeyler söylüyorum, bana akıl verilmesini istemiyorum. en yakınımdan en uzağıma kadar herkes beni çok çok sevdiği ve acı çekmemi istemedikleri için naçizane fikirlerini beyan ediyorlar. kati konuşanlar da var aralarında.

en sevdiğim insana bile tahammül edemiyorum mevzubahis konu söz konusu olduğu zaman. kalp kırıyorum istemeden. tüm bunlar neyin günahı biliyorum. cahiliye devrimde işlediğim bir günahın bedeli şimdi ince ince, yavaş yavaş çıkıyor her yerimden. mutsuzum her daim, mutlu olmak için tek bir sebebim yok. ha, yaşıyoruz, su içiyoruz, anamız babamız mevcut, işimiz var, evimiz var, paramız az da olsa var. tek bir şey eksik..

o kendini biliyor. eksikliğini fena hissettiğimi biliyor. eksikliğimi hissettiği halde üç maymun olmak daha kolay geliyor ona.

ol evladım sen. maymun ol. maymun da olamazsın, bu inatla ancak keçi olursun ömrünün sonuna kadar..

Hiç yorum yok: