11 Aralık 2010 Cumartesi

bir garip veda

insan kendini bile bile ateşe atar mı?

küçük çocuklara bile bir şeyi bir kez söylüyorsun ve yapmıyorlar. içinden muzurluk yapmak geliyorsa, bazen de inatçıysa eğer devamı geliyor tabi.

küçük bir çocuk olmadığımız halde kimi zaman hatta çoğu zaman hata yapmaya meyilli oluyoruz. o anki heyecan, o anın güzelliği hoşumuza gidiyor. sonunu bile bile, tutunacak dalının olmadığını bile bile "devam" diyebiliyorsun.

bu, o anın verdiği cesaret. ama aptal cesareti. sanki, tek bir sözle, tek bir dokunuşla "dünyayı" bile kurtarabilecekmişsin gibi geliyor. kimse umurunda olmuyor. "hayat benim hayatım, hatasıyla, günahıyla, sevabıyla" deyip geçiştiriyorsun. etrafındakiler seni tanımak da zorlanıyorlar. "etrafıma bir, hayata iki! kere" deyip susuyor ve koşmaya devam ediyorsun.

hızlıca, soluk bile almadan..

soluk soluğa kaldığın zaman, başını kaldırıp bakınca yukarı "evreka!" deyip 32 dişini göstere göstere gülmeye başlıyorsun.

gülüyorsun, hiç duraksız, gülüyorsun, soluk almadan...

hayatının en güzel günleri işte o zamanlar.. aklına bile gelmiyor sonu..

"son" mu? o nedir?

her güzel şeyin sonu vardır..

o kadar gülüp, koştuktan sonra, tutunduğun ve nefes alıp kendine geldiğin dal "çat" diye kırılmaya başlıyor...

anlıyorsun ki "ondan" daha iyi dallar bulabilirsin. iniyorsun daldan, kar tanelerinin üstüne üstüne gelmesine aldırmadan başka bir dal aramaya gidiyorsun..

son kez arkana bakmadan..

"acaba kırılmış mıdır onu öyle bıraktığım için?" diye düşünmeden..
"gitsem, geri dönsem, sarsam o dalı tekrar kendine gelir mi?" diye düşündüğün an "hayır" diyor mantığın. çünkü dal kırıldı mı bir daha asla o olamaz. sen tutunsan bile seni taşıyamaz.

güzel günleri, seni koruyup kolladığı günleri içine atıyor ve havanın soğuna aldırmadan, karla karışık gözyaşınla yürümeye başlıyorsun.

köprüler geçiyor, bayılacak gibi oluyorsun.

üşüyorsun ama farkında değilsin. çünkü için alev alev..
kimseye aldırmadan ağlıyorsun köprünün üstünde..
"atlasam nolur ki?" diye düşündüğün an "siktir et" deyip devam ediyorsun yoluna...

karla karışık gözyaşımın bana verdiği sıkıntıyla yazdım. başka da bir şey yok.
bir garip vedaydı..
hoşçakal..

6 yorum:

springoss dedi ki...

bir veda havası...vakit tamam seni terkediyorum, bütün alışkanlıklardan öteye...

öperim seni de karla karışık gözyaşını da holywitch...

hayat biter, gözyaşı bitmez, bitmiyor...tek dileğim, gülücüklerimiz gözyaşlarımızdan fazla olsun, ya da eşit olsun en azından ki denge olsun...

MERY DAIMON dedi ki...

Doğru hamleler bunlar aslında :)

Holy Go-Nightly dedi ki...

@bayay öpüyorum seni :)
@merry en doğrusunu yaptım sanırım. pişmanlık yok :)

deeptone dedi ki...

iyidir veda etmek. unutmak ama affetmek. :) bişi yapınca da arkaya bi daha bakmamak lazım.

benim hala umudum var dedi ki...

O dal "çat" diye kırıldığında ve yere düştüğünde sahip olduğun yara bereleri kendi kendine iyileştirmek zorunda kalıyorsun ne yazık ki..

Holy Go-Nightly dedi ki...

@deep kimseye kırgın degilim. aksine teşekkür bile ediyorum bazı şeyler için. ama acıdı canım
@b.h.u.v öyle.. ama iyileşmek zorundayım..