olacağı buydu. sevgili dırdırı hasta ediyormuş.
habertürk'te okuduğum hayretlik habere göre; göğüs anjini (o ne demek bilmiyorum) olma riskini 4 kat artırıyormuş.
eski sevgilimin neden hasta olduğunu artık daha iyi anlıyorum. evet.
artık, ağız tadıyla dırdır da edemeyeceğiz. herşey stres, herşey risk anasını satayım! bu ne ya!
işte stres olursun, evde stres olursun, evdekilere götün yemediği için çok sataşamazsın, belki bir sevgilin vardır onunla biraz kavga etmek istersin. ama onun da bu tehlikesi olduğunu öğrenirsin ve kimsenin canına kastın olmadığı için susarsın.
sus, sus, sus, sus..
"ağırbaşlı" görünmek için sus!
"hanımkız" olmak için sus!
"ağırdan" almak için sus!
"evlenebilmek" için sus!
"sus ki adam sansınlar" öğretisi beyninizin sağ lopuna yapıştırıldığı için ömrünüz boyunca susun!
susun ki koyunlaşalım iyice.
ulan, her kavgadan sonra çiftler genellikle daha iyi sevişmezler mi? yani ben bilmiyorum bu kadarını da ya da ne biliyim daha çok birbirlerine sarılmazlar mı? öpüşmezler mi?
sevgili dırdır yapacak ki daha güzel sevişilsin, öpüşülsün.
bu benim teorim. size yapın demiyorum. gerçi nil gün'ün kitabında da yazıyordu aynı şey.
demek ki nil gün ile aynı şeyleri düşünebiliyoruz. o zaman nil gün okumak yerine benim önerilerimi okuyabilirsiniz. okuduktan sonra ne halde olduğunuzu da bildirirseniz çok çok memnun olacağım :)
şaka bir yana, nil gün'ün "küçük kırmızı aşk kitabı"nı bitirdim. aynı zamanda "sevgili bulmanın 50 yolu"nu da bitirdim.
bence sarah, nil gün'ün kitabını okusaydı zamanında gözünün önündekini görebilirdi.
eğer, sıkıntılarınızdan uzaklaşmak, gülmek istiyorsanız tavsiye ediyorum "sevgili bulmanın 50 yolu"nu.
her satırında "oha lan aynı ben" deyip deyip okudum. zaten tüm chick litlerde kendimi az çok buluyorum ama bunda bayağı bir buldum diyebilirim. sonu bridget jones's diary gibi bitse de az biraz yine de pek bir sevdim.
bridget jones dedim de, kardeşim illallah dedi dün artık.
-apla?
-neeeeeeeeeeeeeeeeeee?
-ne izliyosun?
-frijit jones
-oha beee her gün aynı film izlenir aq!!!
-sana neeeeeeeeeeeeeee..
aynı şeyi işyerindeki flörtümün de söylemesi pek caizdi tabi sabahın kör vaktinde :
-sayende sosyalleşiyorum, böyle filmler falan. dün akşam da bir film vardı. ismi şu bu o bla bla..
-he öyle mi? cicim ben izlemiyorum tv.
-n'apıyosun tüm gece?
-film izliyorum, yazı yazıyorum, ona buna cevap yetiştiriyorum.
-ee ne izledin dün gece peki?
-frijit jones :)
-yuh holy! başka ne diyeceğimi bilmiyorum sana! tamam, kendine benzetiyor olabilirsin, gerçi benim de aklıma sen geliyorsun ismini duyduğum da ama her gün her günde izlenilmez ki!
demek ki izliyorum ve huzur buluyorum onunla. demek ki frijitsiz geçmiyor bu hayat. tüm repliklerini ezberleyebildiğimi bile iddia edebilirim.
ezberledim ama gerçek hayatımda hiç bir işe yaramıyor. aa aslında yaradı.
-toplu yerlerimi görmeni istemiyorum!!!!!
-ben o toplu yerlerine bayılıyorum..
-gerçekten mi? :)
aynısı oldu lan.. valla :)
12 yorum:
kendimi ş uhastane odasında gülümserken bulduysam sebebi sensin vallaha, tuşlara dokunan o parmak uçlarının hiçbir biçimde dert görmemesini diliyor ve cuman mübarek olsun diyorum!
aaooww! o kadar mı durumun kötü?
çok çok geçmiş olsun. valla güldürdüysem ne mutlu bana. komik kadın olmak hoşuma gidiyo açıkçası :P
amin, senin de cuman mübarek olsun.
o biricit olacak :)
ben frijit demeyi seviyorum :) benim gibi :)
enstruman bozuk değildir , çalmayı bilene denk gelmemiş, öyle deme lütfen
"frijit kadın yoktur, onu frijit yapan erkek vardır" demişti biri :)
ha şöle yaw, olur zamanı gelince
:)) yani buradan bakılınca çok mu istekli görünüyorum? :P tiksindim bi an kendimden..
yok öle bişi
sadece erkeklerin geneline karşı acayip pis takıntılarım var. hiç birine gü-ven-mi-yo-rum....
:) çok eğlendim yazını okurken.
Sanırım her kadın kendını bıraz brıdget jones olarak buluyor :)
sen o kitabı da bi oku marji :)
inan onda da "oha lan aynı ben" diceksin :)
holly istekli görünmüyorsun, ben de inşallah bir gün o doğal istek gelir diye temennide bulundum haddimi azcık aşarak, sorry
toprak, boşver beee
içimizden geldiği gibi konuşalım.
şu konuları, şöyle kemküm ede ede konuşturuyolar ya bizi...
onların ben taa.....
Yorum Gönder