24 Mart 2010 Çarşamba

ne olacak?

sokak. eski cumbalı evler var. insanlar bahar gelmiş diye bu sokağa doluşmuşlar. herkes son derece rahat. ayaklarında spor ayakkabılar, kıçlarında kotlar, üstlerinde rahat, bol şeyler var.

bir kız. kırmızı siyahlı, belden oturtmalı, şık bir bluz giymiş. altında siyah taytı var. ayağında siyah babetleri. gözünde siyah gözlüğü. 1950lerden fırlamış gibi. ayakları acıyor ama katlanacak o gün.

arkadaşına yardım, kendini rahatlatmak için "newroz" günü çıkmış evden. arkadaşı bir telaşlı, bir telaşlı.. trende sloganlar duymuş. kızımız rahat. hayatının her anında hatırlayacağı ve asla unutmayacağı bir konser sayesinde biliyor tüm o sloganları.

başlıyorlar arkadaşa yardım etmeye. yardım, arkadaşının profesyonelliğe adım atmasını sağlamak. en büyük hobisini en güzel uğraşı haline getirmek. arkadaşı güzel fotoğraflar çekmek istiyor.

çekiyor, poz veriyor, çekiyor, poz veriyor. ruhu değişiyor sürekli. bir acılı kadın, bir neşeli genç kız, yolunu değiştirmek üzere olan biri oluveriyor dakikada bir.

tüm bunların ortasında bir çift geliyor yanlarına. kız anlamıyor ilkten. çocuk bakıyor. yanındaki kız da bakıyor. "bir poz da biz alabilir miyiz?" diyor çocuk. kız, arkadaşının modeli. kim modelini verir başkasına? bu aşk gibi bir şey. kim sevgilisini verir başkasına?

arkadaşı kabul ediyor. kız bir iki poz veriyor çocuğa. çocuk, teşekkür edip koyuluyor yola.

kız öylece kalıyor...

basireti bağlanmış derler ya, hah işte öyle oluyor. basireti bağlanıyor. ağzını açamıyor. "nasıl olsa yanındaki muhakkak sevgilisiydi" diyor. diyorlar..

sonra düşünüyorlar.. "yoksa değil miydi?" teoriler, fikirler, hayaller..

yorulduklarını anlamadan eve gidiyorlar..

şimdi bekliyorlar bir şeyleri..

bakalım ne olacak?

Hiç yorum yok: