15 Mart 2010 Pazartesi

yüreğimize sorduk, susma sakın dedi

karadeniz'e yönelik filmler genelde güzel olmazlar. nadirdir aradan iyilerinin çıkması. halkımız karadeniz insanının hep fıkralara konu olmuş yönünü görmek ister ya da yapımcılar öyle görmek isteyip öyle film yaparlar.

yüreğine sor böyle bir film değil.

elbette ki komik öğeler barındırıyor içinde. karadeniz şivesiyle küfürlü küfürlü konuşuluyor. ama film genel olarak komik değil. son derece ilgi çekici bir konusu var.

konumuz; 19. yüzyıl osmanlısında geçiyor. gizli olarak hristiyanlığını, ortodoksluğunu yaşayan insanlar var müslüman tebaanın içinde. rize'de bir köy. ortodoksu, müslümanı beraber yaşıyor. hiç kimse içlerinde barınan "farklı dinin mensubu" kişileri fark etmiyor. çünkü öyle güzel müslümanlık yapıyorlar ki anlamak imkansız. beraberce kılınıyor vakit namazları, beraberce getiriliyor kelime-i şehadetler.

işte böyle bir durumda iki genç birbirlerine aşık oluyorlar. müslüman kız ortodoks çocuk. çocuk bile bile seviyor kızı, kızın tabi ki hiç bir şeyden haberi yok.

filmin tamamını anlatmak istemiyorum ama insanların ne denli ikiyüzlü olduğunu, ne denli dar görüşlü olduğunu görüyoruz tekrardan. ölen insanın arkasından "iyi bilirdik" deyip hakkını helal ettikten sonra ortodoks olduğunu öğrenince "gavurmuş bu" deyip küfür sallıyorlar.

evet film değil mi bu, her şey film.

hristiyanla müslüman asla aşık olamaz, evlenemez, çocuk yapamaz. kürtle türk için de geçerli, alevi sunni için de geçerli. allah aşkına sunniyle sunninin evliliği çok mu iyi? baksak çevremize o kadar çok örneği var ki. müslüman sunnilerin en çok söylediği bahane de şu :
-çocuğunuz olursa ne olacak? o senin ibadetlerini yapacak mı? sen oruç tutarken o oturup yemek yiyecek!

sunni insanlar hep 5 vakit namazlarında, hep oruçlarını tutarlar ya, hiç içki içmezler, karıya kıza bakmazlar, yalan asla söylemezler, ah almazlar ya.. alevi olmaz, hristiyan olmaz. niye? onlar senin gibi ibadet edemezler. ibadet sadece bizim ettiğimiz ibadet çünkü. kiliseye gidip mum yakmak, dizlerinin üstüne çöküp önce allah'a sonra isa'ya yalvarmak diye bir ibadet şekli yok çünkü.

benciliz bencil..

din kavramını attım bir kenara. türk insanına "kürt" deyince karşısında "canavar" görmüş gibi oluyor. hiç hümanist değiliz.
"kürtten arkadaş olmaz, en iyi kürt ölü kürt" gibi söylemlerimiz var. çok önyargılıyız. aynısını da onlar bizim için söylüyorlar. oysa ki bizim dinimiz islam. hoşgörü dini. nasıl yargılayabiliyoruz insanları dinlerinden ve de sahip oldukları ırktan dolayı?

ya da biz birer kuklayız. beynimizde birer tane çip var. kukla oynatıcıları ne derse onu söylüyoruz, ne yap derse onu yapıyoruz.

kukla olarak yaşamayı seçmişiz. üzücü ama durum bu.

Hiç yorum yok: