5 Kasım 2010 Cuma

görmüş geçirmişler

"kocayı bulana kadar feministim" düsturum halen daha yerinde durmakta. 

ayrıca bekar hayatı da çok güzel. ama 30 yaş sendromu diye bir şey var ve bu beni korkutuyor açıkçası. açıkçası 30'umdan sonra kılı kırk yarıp, herkese everest'in tepesinden bakıp "aman arabası yok, evi yok, burnunda kıl var, tepesi kel" diye ayrım yapmak istemiyorum. 30'umdan sonra çocuk doğurup anneannesi kıvamında bir anne de olmak istemiyorum. galiba ben 30 yaş sendromuna çok erken girdim. durum vahim.

aman ne vahimi be! ben çocukları seviyor muyum?
hayır.
sabi sübyanın ağlayıp zırlaması, her dakika oyun istemesi, boklu bezlerini değiştirmek, parka götürüp sallamak beni zevkten dört köşe yapabilecek zevklerim arasına girer mi?
hayır.
evlenip barklanıp, evin faturalarını ödemek, her akşam hatturu hutturu koşup eve gelip yemek yapmak, ütü yapmak ki yapamıyorum kırışık oluyor, hafta sonlarımı ev temizliğine ayırmak, istediğim şeyleri "aman paramız bitmesin ay sonuna kadar yetinelim" diye alamamak beni deli etmez mi?
evet.
kitap okuyacağım, yazı yazacağım zamanımın bir çocuk, bir adam tarafından çalınması nasıl bir duygu olur, nasıl bir travma yaşatır bana merak etmek istemiyor hatta bilmek dahi istemiyorum!

ama tüm bunların yanında, girdim bu sendroma. her ne kadar girmedim desem de..

şimdi, günümüz erkeklerinden istisna olanlar hariç bir çoğu günü birlik yani one night stand  modunda dolaşıyorlar. tavlarlarsa ne ala, yoksa nınınınınnın!!!

bir de one night stand mode on dışında bir güruh var. yaşını başını almış, hakikaten "yerim seni mark darcy" kılığındaki beylerden bahsetmek istiyorum. görmüş geçirmiş insanlardır çoğu. ağırdırlar. sevebiliceğiniz ve güvenebileceğiniz insanlardır. hatta seversiniz. hatta aşık bile olursunuz bir iki, üç buluşmadan sonra. ama hayatın acı bir tarafı var. karşı cinsten iki canlı birlikte çıkıp dolaşıyorsa ve türkiye'de yaşıyorsa belli bir süre sonra işler değişiyor. karşı cinsimizin nisa kısmısı "bu kadar uyumluyuz madem, bu iş nikah masasında bitmeli" diye düşünüyor ve yansıtıyor bunu karşı tarafa. adam, her ne kadar size "belden aşşan beni ilgilendirmiyor sevgilim, aslında var ya, aslında offf" diye bir intiba bıraksa da üstünüzde her erkek gibi belden aşşa şeyleri düşünüyordur. düşünmeyen adamlar numunedir. seven, sevilen her erkek ister. önemli olan nisa kısmısının ayağını denk almasıdır. zaten ayağını denk alırsan o adamın gözünde bir numara olursun eğer o adam namuslu ise one night stand modunda değilse. tüm mesele bu. senin ayağını denk almanda bitiyor iş.

he rahat duramayan bir hatunsan o zaman zaten adamın gözünde "o kadın" olursun. bu kuraldır türkiye'de. abd ve ingiltere'ye bakmak bizi muasır medeniyetlerin seviyesine çıkartmaz bu konuda. ya da ben bu konuda çok katıyım. gerçi herkesin kendi hayatı ve her koyun kendi bacağından asılır. asıl demek istediğim siz "özet geç lan piç" demeden önce şu :
ne olursa olsun, erkek milletini elinden kaçırmamak için, onunla evlenebilmek için her dediğini yapma. sev, sonuna kadar sev. anaçlık yapmadan sev. annesinden ilgi gördü o zaten. görmediyse gösterirsin sorun değil. ama ağzını burnunu sokakta herkesin ortasında silme. karşıdan karşıya geçerken elini tutma, "araba geliyooo aşkııaamm" diye bağırma. ve bir de, öyle görmüş geçirmiş erkeklere zınk diye "evlilik" deme. adam bu zamana kadar niye evlenmemiş olabilir sence? rahatı yerinde, istediği gibi müzmin bir hayat yaşıyor. şimdi evlenecek ve yukarıda yazdığım şeyleri yapmak zorunda kalacak. tek taraflı olmamak lazım. ve ben hak veriyorum da. ben bunlardan vazgeçemezken adamın vazgeçmesi çok mu kolay?
değil.
tüm bu yazdıklarımla benim hiç bir alakam yok bunu belirteyim. üst düzey yönetici bir sevgilim olmadı ya da 30 küsür yaşında biri. yalnızca gördüklerim, duyduklarım beni bunları yazmaya iteledi. yani elalemin derdi beni gerdi sabah sabah.

.........
thunderbolt, 


ne diyeyim ki şimdi? başım çok ağrıyor. gülse birsel tadında olmadı yukarıdaki yazı. adeta bir ilhan uçkan oldum. ilişki doktoruyum ya! ulan kelin merhemi olaydı kendi başına sürerdi. öyle değil mi?
ben de o merhemden yok işte. ama niyeyse nasihat vermek kolay. zaten bekara koca boşamak da kolay. 
bekarlık yeminlen sultanlık. ohhhhhhh yan gel osman yat aşşa!


osman dedim de, çocuk sevgim zıpladı. emir berke zincidi off sen ne tatlı veletsin! 
yarın ya da pazar günü tekrarını verirler dizinin. izlerim bol bol osman'ımı. :)
"yatcaz kalkcaz yatcaz kalkcaz osman'ı izlicez"


görüşürüz thunderbolt


holy can.. 


pisi : avo'dan cevap yok. sanıyorum ki çok yoğun. 19 ocak yaklaşıyor. feysbuk cumhuriyetçilerinden sonra feysbuk hümanistleri hrant dink resimlerini koyarlar. "19 ocakta ne olmuştu?" diye statülerini doldururlar. bunlara anlam veremiyorum. ülkemizi feysbuktan ve tivitırdan kalkındırcaz, düzeleceğiz. 


i believe in that! 

Hiç yorum yok: