8 Kasım 2010 Pazartesi

hepimiz sonradan görme ermeniyiz

"chris'e ve tüm sevdiğim ermenilere"

19 ocak yaklaşmadan önce bu yazıyı yazmam gerekiyordu. çünkü 19 ocak geldiği vakit aynı, 29 ekimlerde, 10 kasımlarda, 24 ocaklarda olduğu gibi statülerde günün anlam ve mahiyetini anlatan yazılar olacak, yine önemli gün ve haftalarda kullanan resimler konulacak hrant'ın ya da bir güvercinin resmi süsleyecek profil resimlerini.  feysbuk milliyetçisi, hürriyetçisi, cumhuriyetçisi, hümanisti, feministi, komünisti, şeriat yanlısı ya da hiç bir haltı değilim. bu yüzden yazmam gerekiyordu.

HRANT adı ile Tuba Çandar bir kitap yazdı. kitabı çok incelemedim. ama içinde hrant'ı tanıyanlarla ilgili yazılar var. okumak için can attığım ve kitaplığımın baş köşesinde duracak bir kitap olacak aldığım zaman.

hrant dink, vurulmadan önce ne agos'u ne de kendisini tanıyordum. anca arada yahudilerin şalom gazetesini okuyordum o kadar. neden agos hiç karşıma çıkmadı ya da çıktı da ben mi farkına varamadım bilmiyorum. ama bilemediğim ve farketmediğim için kendime çok kızıyorum.


hrant dink'i, düşüncelerini serbestçe söyleyebildiği için sevdim. ne yaptığını bilmez bir mantürk "çocuk" tarafından vurulduğu ya da bu cinayetten sonra "hepimiz ermeniyiz" nidaları atıldığı için ve ruhum çoştuğu için değil. benim bir tarafım zaten hep ermeniydi. siz bilmiyorsunuz. ilkokuldan başlayarak, liseye kadar hatta iş yerinde bile her zaman en iyi arkadaşlarım ermeniler oldu. komşularımız, en yakın dostlarımız ermeniydi. babanem fal bakmayı ermeni bir hanımdan öğrenmiş, dedem pastacı olurken ermenilerden ders almış, onların yanında çıraklık yapmıştı.

ilk kopyamı, ilkokul ikiye giderken "dini bayramlarımız nelerdir?" diye bir soruyu bilemediği için ermeni bir kıza vermiştim. "neden bilmiyorsun ki?" diye yargılamadan.

ilk kez kiliseye gidişim, ilk kez mum yakışım, haç takmak isteyişim hristiyan olmak isteyişimden değildi. içimden gelen bir dürtüydü. hz. isa'nın da Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna yürekten inanıyorsam, ayetel kürsi okuyup haç takmanın ya da namaz kılıp günde beş vakit bunun yanı sıra yine haç takmanın neresi yanlış olabilirdi ki? babama sordum, sadece "gösteriş" amaçlı düşünebileceklerini söyledi insanların ve takma dedi. babama niyeyse bu konularda çok güveniyorum. ufku geniş bir insan. iç karartmaz, söylediklerinin çoğu doğru çıkar o an size uyduruk gelse de...

hrant dink, beyaz adam'ın önünden geçerken adını andığım, duamı esirgemediğim, ne zaman cansız ayaklarını ve altı delik ayakkabılarını görürsem gözümün yaşardığı "insan". bunu bir arkadaşıma söylediğim vakit "şehitlerimize ağlamıyorsun da bıdı bıdı bıdı...." diye başlayıp devamını dinlemediğim bir cümle kurmaya başlayınca hayatımdan ayıklamam gereken insanlar olduğunun farkına vardım. şehitlerimize ağlayıp, her gün pkk için lanet yağdırmak mühim bir iş değil. mühim olan, bu kalleşliği yok edebilmek. sen bunu söylersen bana, ben senin yarın öbür gün başka bir şekilde, kendinden olmayan birini arkasından vuracağına inanırım.

19 ocak geldiği zaman, Hrant için kiliseye gidip mum yakıp, üç ihlas. bir fatiha okuyacağım ruhu şad olsun diye. o, her gördüğümüz güvercin kanadında, gözünde. belki güvercinin ağzında taşıdığı bir zeytin dalında.

hrant barıştı aslında.
sadece biz bunu zamanında bilemedik, sonradan hepimiz ermeni olduk.
ts tesutyun hrant..

3 yorum:

Melike dedi ki...

imza atmaya gelmiştik. bir değil iki imza ama. evet, şöyle altına.

Holy Go-Nightly dedi ki...

en güzelinden :)

deeptone dedi ki...

evet bu yazına da katılmamak mümkün değil. insanımın zamanla aşacak bunları. henüz insanın insan olmaktan gelen haklarının bile farkında değiliz. bırak diğer hakları :)