2 Kasım 2010 Salı

günün konusu : küfür mü yakışıklı erkek mi?

Tanrım!

sorunsallar hiç bitmiyor. bu sabah bizim iş yerindeki kızlarla geyik yaparken işe yeni başlayan çocuğun yakışıklı olup olmadığını tartışıyorduk. kendileri şeye benziyor, ımm hani yaprak dökümü'nde necla'nın ölen kocası vardı ya cem hah işte aynı o. renkli gözler, incecik bir beden ve uzun bir boy... benim katı kurallarım olduğu için çocuğa alıcı gözle bile bakmadım. neyse, zati topu topu da bir kere gördüm. onunla başlayan geyik muhabbetimiz kısa zamanda "nasıl erkeklerden hoşlanırsın, hiç hoşlandığın tip denk geldi mi?" geyiğine dönüştü. hepimizin istekleri -tip olarak- farklı farklı ama bu zamana kadar hiç birimiz istediğimiz tipi bulamamışız bunu fark ettik. nişanlanma sürecinde olan bir arkadaşım her zaman uzun boylu birini isterken, şimdi kendi boyunda olan biriyle nişanlanıyor. ben ideal erkek tipimi anlatırken fark ettim ki hiç bir zaman ideal olmayanları sevmişim. kaybetme sorunum buradan kaynaklanıyor sanıyorum :/ ideal değil işte kızım ne uğraşıyorsun? değil mi ama?

tabi, benim için ideal tip mark darcy. onu ben pek çok pek çok severim. seviyorum da. ve inanıyorum colin firth her ne kadar o karakteri canlandırsa da gerçek hayatta bir mark darcy edemez. mr. darcy, ne kadar katı kurallara sahip de olsa karşısındaki onu incitse bile bir dakika geçmeden yapıcı bir insana dönüşebiliyor. mesela benim gibi kapris oranı yüksek bir kadını bile ehlileştirebilir. evet, bazıları hayallerde yaşıyor cano canlar. aha o hayallerde yaşayanlardan biri benim işte. chick literatürüne aday olmaya hazırım!

ertuğrul özkök
geçelim her zaman ki sıkıcı konuları ve gelelim bugünkü ertuğrul özkök yazısına. kendilerine karşı pek sevgim yok, okuduğum da söylenemez her yazısını. nedenleri bariz nedenler ama bu sabah oktay ekşi hakkında yazdıklarından sonra...

ne bileyim, haklılık oranı fazla. ama yine de bir sıcaklık sezemiyorum. konuyu tam bilmeden de eleştiri yapmam çok doğru olmamasına rağmen yine de ertuğrul özkök'ün haklı olduğuna kalbimin bir tarafı "lütfen inan" diyor ve acayip baskı yapıyor. kendisinin de dediği gibi s.... r ifadesi artık hepimizin gündelik yaşamda kullandığı ve her türlü filmde sıkça rastladığımız bir küfür.

küfür küfürdür. ne kadar komiklik için söylense de ya da hakikaten küfretmek için söylense de küfür kötüdür. 9 yaşıma kadar "lan" kelimesini kullanmayan ben, o yaştan sonra taşındığımız semtte zamanımın çoğunu sokakta geçirdiğim için tüm küfürleri biliyordum. ama kullanmazdım. şimdi artık kullanıyorum. cevahir avm hikayemin alışveriş kısmını artık ezberlediniz. cevahir'den çıktıktan sonra yağan yağmur ve yollarda oluşmuş olan küçük göllerin içine dalmamak için binbir zorlukla ışıkları bekleyip karşıya geçebilmek için verdiğim çabayla çoktan doğa gezilerinin en aranılan şahsı olmuştum. öküz gibi araba kullanıp, incecik kaldırımın üstünde yeşil ışık bekleyen yayaları görmezden gelen angut sürücülere ana avrat düz gittim. hem de bağıra bağıra. ne babaları kaldı ne anaları. hak ettiler. azıcık yavaş sürseler o çok kıymetli arabalarını ölürler mi? hiç sanmıyorum. şu nazik halimle, o enfes küfürler ağzıma hiç yakışmıyorlar ama çevremde böyle öküzler olduğu sürece hanımefendi sıfatından çıkıp sokak kadını sıfatına girebiliyorum. racon da keserim sokağın ortasında annadın mı?

bunları eve gidip anneciğime anlatınca bana şöyle bir baktı : "sen benim kızım olamazsın!" dedi. annem, bildiğin melek, küfretmez öyle yerli yersiz, dediği köpekten ibarettir. ama ben dediklerimi anlatınca kadın resmen dondu kaldı. ne yapayım? böyle ete böyle kemik. beni insanlar duyarsızlaştırdılar. çözemiyorum, çözdüremiyorum, artık çözmekten de usandım doğrusu. o yüzden küfür edince rahatlıyorum. belki oktay ekşi de rahatlamak istemiştir artık ondan öyle söylemiştir ertuğrul bey. haklı olabilirsiniz ama şuncacık aklımla, size bunları söylemek istedim asla varlığından haberdar olamayacağınız şu yazıyla.

........

thunderbolt naber lan?


eheheheh şaka yaptım :) sen de bazen öyle "aq" tarzı konuşuyorsun ya komik oluyorsun :) valla. 


ya neyse ne diyeceğim bak. özel hayattan insan silmek feysbuktan insan silmeye bedel midir? ne bileyim, özel hayattan insan çıkarmak isteyenler önce bir yerlerden birilerini siliyorlar, sonra pıt! ipler kopuyor.. 


tell me lord, sence bu etik mi? feysbuk olmadan önce biz neydik? 
yoksa yok muyduk? belki feysbuk denilen evreninde içinde yaşıyoruz, komün hayatı gibi. tarlalarımız var efendime söylüyeyim yovillemiz var.. var da var. belki mark bilmem ne bizim tanrımızdır? töbeee! 
ama ne biliyim, artık hiçbir şeye inanasım gelmiyor. aklıma da bunlar geliyor. 


özel hayattan insan silmek istediğim zaman açar söylerim daha seninle görüşmek istemiyorum diye ki yaptım da kaç kere. öyle bir yerlerden silmekle bu işin olabileceğini düşünmek istemiyorum. çok yapay. çok iğrenç. 


avo'nun selamı var new york'tan. 


öptüm.. 


holy can

6 yorum:

springoss dedi ki...

offf holywitch, yarama bastın çok fena! çok küfredesim var, ediyorum da! ama daha çok daha çok küfretmek istiyorum! hep küfretmek istiyorum! ulan ben bu hayatın taaaaa......

Holy Go-Nightly dedi ki...

T.A.K diye bi şarkı var anemi diye bi grubun :) onu dinle. hele sarhoşken offffffffff harika oluyo söylemesi :)

springoss dedi ki...

ohooo siz geliyorken biz gidiyorduk holy hatun! o şarkı benim youtube sayfamda favorilerimdedir! ayrıca cep telefonumda, arabamda, evimde, her köşebaşında günde en az 5 vakit dinlediğim bir şarkıdır! Sensiz şu hayatın T.A.K holy!

Holy Go-Nightly dedi ki...

ne biliyim çeteleni mi tuttum bayay :) sana diyorum yutub mutup benim için zaman kaybı :)

springoss dedi ki...

feysbuk meysbuk zaman kaybı değil youtube mu kayıp :)) neyse gülüm, zevkler&renkler mevzuu ;) öperim!

Holy Go-Nightly dedi ki...

feysbuk açıkken film izlenebiliyo mesela :) ama yutub açıkken mecburen gözün onda oluyo :)
öptüm