7 Mayıs 2010 Cuma

hercule poirot sen bizim her şeyimizsin

hercule poirot'ya alışmış bünye onsuz agatha christie kitaplarını kaldırmıyor ne yazık ki. birilerinin gri hücrelerini çalıştırması gerek.

elime attığım her kitabından poirot çıktığı için şampanyadaki zehir kitabında afalladım. böyle sanki o cinayet çözülemeyecekmiş gibi geldi.

konu o kadar akıcı değil. biraz da dramatik gibi geldi. herhalde okuduğum agatha christie kitaplarının içinde en acıklısı buydu.

güzeller güzeli fakat mantığını kullanamayan rosemary'nin para uğruna öldürmesiyle başlıyor herşey. devamını tahmin edersiniz. öldüren aşıklarından biri mi yoksa kocası mı yoksa kız kardeşi miydi diye sorular sıralanıyor hemen kafanızda.

kitabın biraz ortalarına gelince anlayabiliyorsunuz katilin kim olduğunu.

yine katilin kim olduğunu birazcık ortalayınca anladığım diğer kitabın ismi filler de hatırlar oldu. bu kitapta sayın poirot'yu görebiliyoruz ve yine gri hücrelerini çalıştırarak yıllar önce işlenmiş bir cinayeti ortaya çıkartıyor kendileri.

düşünüyorum da türkiye'de de hercule poirot gibi biri olsaydı ilk ipucu buluşunda yok edilirdi. belçikalı olup ingiltere'de ve hayallerde yaşaması onun için şans olmuş. verilmiş sadakası varmış valla..

Hiç yorum yok: