22 Mayıs 2010 Cumartesi

sabır

"sabrın sonu selamettir" diye demişler. kim demiş bilmiyorum. diğer özlü sözler, atasözleri ve deyimler gibi bunu da muhtemelen ismi olmayan atalarımızdan biri demiş. iyi demiş de sabırsızlar için de bir şeyler diyeymişler ya..

ilk başta, herkes "hayırlısı" diyordu. şimdi ise "sabret" diyorlar. nedense bir bağdaştırma içerisindeyim. yani ilkinde "hayırsız"mış, bunda ise "sabret gelir" demeye geliyor gibi.

bekliyorum, tüm hazırlıklarımı yaptım bekliyorum. bir yerden bir selametlik gelecek ama ondan mı yoksa adını sanını bilmediğim biri mi onu bilmiyorum. bu yüzden de korkuyorum. herşeye yeniden başlamak, yeniden bilmediğim bir tene dokunmak, hissetmek, çocukluğunu, gençliğini, ilk aşkını dinlemek ve bunların aynılarının bana yapılması beni korkutuyor.

korkunun ecele faydası yok. farkındayım, ne kadar korksam ve ne kadar üstelesem avucumdaki kelebek her defasında kaçıyor ve daha da uzaklaşıyor.

sabreden derviş beklemekten geberecek yakında.. haberi yok..

eğer bu bekletme bir intikamsa da.. intikam her ne kadar soğuk yenen bir yemek olsa da mideye taş gibi oturabilir. ya da o yemeği yiyemezsin.

herşeyin fazlası zarar...

26 senelik yaşamımdan bunu öğrendim.

Hiç yorum yok: