31 Mayıs 2010 Pazartesi

dört büyükler

fotoğraftaki büyük büyük dede mahmut bey.
üç eş değiştirmiş, birinci cihan harbinde rusyalara gitmiş, pastacılık yapmış, evlenmiş.
sonra geri dönmüş.
en küçük oğluyla arasında 50 yaş fark varmış. en küçük oğlunun torunuyla arasındaki yaş farkı da 50 imiş.
ama mahmut efendi yerine onun oğullarından bahsetmek istiyorum.
belki bu bir gönül borcu, belki gurur kaynağım olduğu için...

arslanoğullarının DÖRT BÜYÜKLERİ!
rıfat, celal, kemal ve cemil.

biri rus, biri türk olmak üzere iki ayrı anneden, aynı babadan olma dört delikanlı. özlük, üveylik neymiş hiç bilmeden yaşadılar ve göçtüler bu dünyadan aralarında tek bir husumet olmadan.

celal ve rıfat tuttu ellerinden kemalle cemilin. cemil, son nefesine kadar üçü içinde, can-ı gönülden "abilerim" dedi. ama celal abileri sanki onlara daha yakındı. belki de rıfat abilerini çok göremedikleri için sürekli "celal abi" konuşuluyordu, tanınıyordu evlerinde. ne zaman televizyonda celal abisini görse, belki dakikalık, belki saniyelik bir sahnede rol almasına rağmen izler ve gözleri dolardı. ya da çok çok eski zamanlara ait bir film görse "celal abim kesin rol almıştır bu filmde" diyerek filmi oturur seyrederdi.

ne zaman "bir dağ masalı" filmi çıksa televizyonda "aaa neriman, aa ümit" diye başlardı cemil. cemil'in büyük torunu damla'nın da dedesinden kalır yanı hiç yoktu. hala daha filmi görse sadece "halaları ve amcasının" olduğu sahneyi izler, gerisini koyverirdi.

rıfatla luba, celalle zehra, kemalle nazer ve cemille fatma'nın hikayeleriyle büyüdü arslanoğullarının iki nesli. üçüncü nesil ne yazık ki ailenin en önemli fertlerini göremeyecek, babalarından, annelerinden duyduklarıyla yetinmek zorunda kalacak.

dört büyüklerin yanında kesinlikle ensar'ı da unutmamak gerek.. onun hikayesi zaten bambaşka..
ama bu dördüdür birbirini koruyup kollayan, başka diyarlara göç edince birisi, arkasında bıraktıklarına gözü gibi bakan..

hepsinin ruhu şad olsun..

Hiç yorum yok: