14 Şubat 2011 Pazartesi

istanbul'dan uludağ'ı ve frida'nın bıyıklarını gördük

frida'nın bıyıkları deyince anlamışsınızdır. dün pera'da frida ve diego'nun eşsiz eserlerinin sunulduğu sergideydik. ayaklarıma kara sular, belime acı acı ağrılar girdi ama dünya gözüyle görmüş oldum frida kahlo'nun yapıtlarını.

en üstten başlayarak tüm sergiyi gezdik. pek entellektüeldi herkes. iki tablo görüp de sanat tarihçiliği yapanlara ve gördükleri tabloları siyasete karıştıran bir çok insanla aynı yerde olmanın tadı bambaşkaydı.

bunları geçer isek, 5. ve 4. katlarda çarlık rusyası'na ait eserleri gezdik. gerçeğe yakın tablolardı. pek beğendik. benim pilim 3. kata geçtiğim zaman bitti ve frida kahlo ile diego rivera'yı nefesim kesile kesile izledim. frida kahlo hakkında özet bilgi geçecek olursak; büyük bir kazanın ardından kendini resme veriyor. sonra diego rivera ile tanışıyor ve evleniyorlar. hayatı boyunca 20 kez ameliyat oluyor. kazadan önce tıp okumak istiyor ama bu mümkün olmuyor. diego alçağı zavallı frida'yı hep aldatıyor. frida da onu aldatıyor ama diego'yu büyük bir aşkla seviyor. hatta;
"şu hayatta başıma iki kez kaza geldi. biri otobüs kazası diğeri diego" diyor.
şahsi fikrimi soracak olursanız diego'yu frida'ya yakıştıramıyorum ve hatta diğer kadınların da diego'da ne bulduğuna anlam veremiyorum. bir de sergide diego'nun kaçamaklarına hiç yer verilmemiş ama frida'nınkine yer verilmiş. saçmalık. insanlar frida'yı sadakatsiz olarak düşünecekler ki düşünenler vardı!

öhüm, gelelim 2. kata. osmanlı hakkındaki yağlı boya tabloları inceledik. kaplumbağa terbiyecisi'ni yakından görmeye nail olduk.
sanat tarihçisi ya da resimden anlayan biri değilim. ama neden bu tablo bu kadar değerli? bir bilen varsa söylesin.
yine bu katta antonie de favray'ın istanbul panoraması hakkında bilgi sahibi olduk. mösyö favray, istanbul'u resmetmiş. hem de öyle bir resmetmiş ki.. istanbul'dan uludağ'ı görerek resmetmiş :) evet, bu bir mittir sizin de bildiğiniz gibi. ya da bilmiyorsanız söyleyeyim. bir takım kişiler istanbul'dan uludağ'ı görebilecek kadar yetenekliler. biz tabloda görebildik, evliya çelebi galata kulesi'nden gördüğünü söylemiş.

işte o tablo! :

antonie de favray - istanbul panoraması
arkada görülen bembeyaz tepenin uludağ olduğu söylendi bize. biz, pera müzesindekilerin yalancısıyız. 

1. katta, çeşitli çiniler ve türklerin, mühendislik alanında kullandığı alet ve edavatlar yer almaktaydı. şöyle bir gezdik çünkü takat denilen şey kalmamıştı bünyede. 

holy witch pera'dan bildirdi. 


ahh, evet.. bugün herkesin dört gözle beklediği gün. sevgililer günü! tüm sevgililerimizin sevgililer günü kutlu ve mübarek olsun!
ehehehe, dalga geçiyorum çünkü yabış yabış geliyor bana bugün. sabahın kör vaktinde çiçekler gelmeye başladı şirkete. kızların ağzı kulaklarında. tabi canım, bir gün mutlu olmak onların da hakkı. bugünde çiçek beklemek çok farklı dostlar çok.niye mi?

kadın kısmı, pek şeytandır. hemcinslerim diye demiyorum ama öyleyiz. en büyük dedikodular bugün döner her yerde. "ayyy bak bak sevgilisi nasıl çiçek yollamış? pırlanta almış bi de. nerden de parayı bulmuş o çulsuz? demedi deme iki günde bırakır bu kız o salağı!"

erkeklerin çok şükür böyle takıntıları yok. onların en büyük derdi "hay mnskym! ne alacam lan ben bu karıya?" oluyor genelde.

bence kutlanmaması en güzeli.

bir de "sana ne geldi?" diye yanıma gelenler var. "kutlamıyorum çünkü sevmiyorum" diyorum ve suratımdan aşağı sanki çok acayip bir şey söylemişim gibi bakıp "inanmıyoruuaam sana" diyorlar.

ne abi? burada size "kutlamayın" yazıp kutlamamı beklemiyorsunuz herhalde?

herkese iyi kandiller, st. valetine'ın da ruhuna el-fatiha!

12 yorum:

Adsız dedi ki...

gezemeyenler için de gez ortaam, çok gez e mi?

Holy Go-Nightly dedi ki...

çok geziyorum zaten :)

francesca mckennitt dedi ki...

Frida'nın bıyıkları :)) Ama o dönem Meksika'da, tüylü bir kadın olmak asalet göstergesiymiş; biliyorsun.
O tablo çok güzel. Sakıp Sabancı Müzesi'nde de vardı bir örneği. Size açıklama yaptılar demek. Siz mi sordunuz onlar mı anlattı? Kızıciim hepsine.

Holy Go-Nightly dedi ki...

mckennit :) bize öyle nakledilmedi yani asalet simgesi olarak. frida'nın biseksüel olduğu için bıyıklarını ve kaşlarını almadığının bilgisini verdiler.

biz sormadık. sesli bilgi veren walkmanlerden almıştık. orada bilgisini verdiler :) dinleye dinleye gezdik sergiyi.

Adsız dedi ki...

Frida çirkin, bıyıklı bir kadındı. Beğenmedim, hiç hoşlanmadım. Diego da bulunmaz Hint kumaşı değildi ama bence Frida'dan daha iyilerini bulma ihtimali, Frida'nın Dieoga'dan daha iyilerini bulma ihtimalinden yüksekti. Velhasıl birbirlerini boynuzlamış ikisi de.

Ben de böylesi yüzeysel bir değerlendirme yaptığım için gayet mutluyum şu an. Kadın dediğin bir parça güzel olacak, en azından eser miktarda. Frida'nın da içi güzeldir ama bilemeyiz, biz dışını görüyoruz tabii.

Holy Go-Nightly dedi ki...

frida, tüylerini yolsaydı kuşkusuz güzel bir kadın olurdu.
nokta.

diego içinse, 40 gönlüm olsa birini vermezdim derim. adam, frida'nın kız kardeşiyle bile fingirdemiş. buradan da anlıyoruz çirkin ama sempatikmiş. ya da başka türlü maharetleri varmış.

francesca mckennitt dedi ki...

Hımm anladım. Meksika'nın yerlileri kösedir. Bıyığı geç, minik minik tüyleri bile olmaz. Belirli bir dönem, kadınlar köylü olmadıklarını göstermek için bunu kullanırlarmış. Bir de Frida bir ara bıyıklarını almak istemiş. Ama Diego karşı çıkmış. İkisinin de garip bir zevk anlayışı var :))

Holy Go-Nightly dedi ki...

ikisi de biseksüelmiş o zaman :/ ben bunu bilmiyodum. garip bi ilişki ama tutkulu.

modafobik dedi ki...

Ahaha yalnız yazının sonunda kopardın beni yahu ! :D El-fatiha ilahi ya :D Uf..

Profösör dedi ki...

Gözlerimi kapadım. Sağım solum sobe dedim. Saklnmayan ebe demeye kalmadan gözlerimi açtığımda ortalık in cin top oynuyordu. Ama ben gittim ilk önce O'nu elimle koymuş gibi saklandığı yerde buldum. Sobeledim. Çünkü saklambaç oynarken benim de saklandığım yerdi orası. Ebeliği değişimli olarak biz ikimiz yapıyorduk. İkimiz de değişimli olarak sobeleniyorduk. Oyun böyle sonsuza kadar devam ediyordu. Diğer çocuklar ise birer figüran gibiydiler...

DOREMİ dedi ki...

ŞANSLI holly..şansını kendi yaratan HOLLY ! negüzel sergileri dolaşmışsın bile..;)

Holy Go-Nightly dedi ki...

rosemary :) evet şanslı olduğum halde "ayaklarım ağrıdııı" dan şikayet ediyorum. nankörüm ben nankör!