1 Ekim 2010 Cuma

20 yaşından büyükler için



ibareler.. 

hayatımızı yönetiyorlar.. ne izleyip ne izleyemeyeceğimize karar veriyorlar. seçilmiş canlılar olarak bizlerde çoğu zaman onlara uyuyoruz. 

yönetiliyoruz, yönlendirmiyoruz çoğu zaman. orta malı gibiyiz. ya da bir yük hayvanı gibi. sırtımıza ne koyarlarsa Ya Allah deyip, yüklenip taşıyoruz. suskun, yorgun, sıkkın olmuşuz umurlarında değil kimsenin. 

en küçük detayı bile atlamazken birileri, biz en küçük detayları es geçiyoruz. aman dilimize pelesenk olmuş. 

"fatmagül'ün suçu ne?" diyenleri suçlu gösteriyoruz. çünkü, bizim ülkemizde tecavüz diye bir şey yok. kata ve asla. çocuk haklarının en iyi uygulandığı ülkeler arasındayız. doğuda, küçük yaşta kızlarımız en güzel okullarda okuyorlar, tecavüzün t'sini bilmiyorlar. 

homofobinin h'sini de bilmiyoruz biz. gay ya da lezbiyen yok çok şükür ülkemizde. aman, diğer ülkelerden bize ne? nasıl zaten hem cinsine aşık olur ve onunla ilişkiye girmek isteyebilir ki bir insan? çok ayıp!! ve çok günah! 

"benim gay arkadaşım var, biz gay bara gidiyoruz" diyen kadınlardan tiksiniyoruz. 

"kılıç günü"'nü yayınlan, senaryoyu yazanı kılıcımız olsa geçiririz şiş kebap gibi. türk erkeğine yakışmayan hareketler bunlar. 

yapılsın, herkes özgürdür demiyorum, diyemiyorum. ama bu kadar ön yargı, bu kadar tepki neden?

varsa böyle durumlar şu topraklarda derine inip bir araştır bakalım. küçükken amcası tarafından taciz edilen bir çocuk neden ileride gay ya da travesti olmasın?

çocuk yurtlarının görüyoruz, biliyoruz. hiçbir şey güllük gülistanlık değil. seslerini duyamıyoruz, duyduramıyorlar. 

bir köyde 15 kişinin tecavüzüne uğrayan 10 yaşındaki bir kız çocuğu niye yalan söylemesin? neden kötü yola düşmesin ve neden daha sonra "namusumuz gitti" diye töre cinayetine kurban gitmesin?

iki resim koymakla her şey düzelecekse koyun. oturup kimse izlemesin. tüm bu kötü olaylar bitecekse her yere bir ibare koyun. 

biz zaten alışmışız koyun gibi güdülmeye, bir de siz koyun.. 

susalım. konuşmayalım ebediyete kadar.. 

Hiç yorum yok: