12 Ekim 2010 Salı

siyah beyaz

sigara kullanmıyorum (kimi zaman kullanıyorum, yalan yok) ama bu sabah canım şöyle güzel bir türk kahvesiyle beraber sigara tüttürmek istedi. sanki ben o sigarayı içime çektikçe içimdekiler de dumanıyla beraber uçup gidecekmiş gibi geliyor. bilmem, belki de hakikaten uçup gider öylece...

havadan değil bu duygusallık. kendi özümden gelen bir şey. içimde sürekli bastırmaya çalıştığım aşırı duygusal bir kız var. ama istiyorum ki sesi hiç çıkmasın. çünkü bazen duygusallık sizi güçsüzleştirir. benim en büyük korkularımdan biri güçsüzleşmek. herkesin içinde küçük bir çocuk yok mudur sanki? kimisi ortaya hiç çıkarmaz, kimisi bazı hareketleriyle çıkartır. bu onların güçsüz olduklarını mı gösterir?

hayır.

içimde, siyah ve beyazın karışma noktasında oturuyorum. asla karıştırmamaya çalışıyorum onları. korkum, karışıp gri olmaları. netliği seviyorum çünkü, net olan kişileri seviyorum. iyi ya da kötü içinde ne varsa söyle bana, ben bileyim. senin asla içinde kalmasın.

yani bir şey varsa o ya siyah olmalı ya beyaz. ben böyleyim ya siyahım ya beyaz. asla gri değilim. sigara dumanı gibi, bir varken bir yok olmuyorum.

böyle havaları bu yüzden sevmiyorum, bu yüzden seviyorum. itiyor beni saçmasapan duygusallığa. itiyor beni hayal kurmaya. devrik cümle yazınca duygusal olanlardan, fazla şey anlatanlardan olmak da istemiyorum ama bu havalar beni devrik cümleler kurmaya da itiyor.

artık uzun, cümleler kuruyorum. sanıyorum yaşlanıyorum.

...........
thunderbolt, 


sen "sigara kadına yakışmıyor" dedin. yakışıyor bence. her ne kadar eroinman gibi içsem de ben kendime yakıştırıyorum. 25 yaşından beri tek tük içmeme rağmen ileriye dönük "paket paket" alırım hevesim yok. iki taneden sonra kusmaya başlıyorum çünkü. 


sigara iyi bir şey değil. insanlar bırakmaya çalışıyor. ben heves ediyorum. ama diyorum ya belki sıkıntımı böyle atıyorum, dumanını üfleyerek. o salak herifle son buluşmamızda içmiştim ilk defa karşısında. halbuki ben onu soğutmaya çalıştım 4 sene boyunca o da her fırsatta gizli gizli içti. sanki ben onun annesiydim. ben bu kadar mı korkutucu, bu kadar mı kuralcı bir kadınım? 


değilim, hayır. kurallarım var ama başkasına uygulayamam. kimsenin velisi, annesi değilim. sadece insanlar beni görmek istedikleri şekilde görmeyi başarabiliyorlar, o kadar.. 


sen, ömrün boyunca net ol bana. öyle susup durman, anlamsızca konuşmaman çileden çıkartır çünkü beni. 


çenesi hiç durmayan kız
holy

Hiç yorum yok: