8 Ekim 2010 Cuma

alınganlık genetik midir yoksa bu benim hüsnü kuruntum mu?


bazen, tanımadığım insanların yazdıklarını, söylediklerini falan üstüme alınıyorum. ne biliyim sanki içimden bir ses dürtüyor beni. "holy, bak senin için bu söylenenler. ayağını denk al!" gibisinden şeyler söylüyor içimdeki ses. bu şey gibi, ortada bir hırsız var mesela ama o hırsız siz değilsiniz. yapmadığınız şeyi üstünüze alınıyorsunuz ve korkmaya başlıyorsunuz. 

bazen de gereksiz, asla olmayacak şeyleri üstüme alınıyorum. atıyorum, bir yerde ismim geçse hoşuma gidiyor, hemencecik "nedense benden bahsediyor gibi geliyor" diye düşünmeye başlıyorum. ne kadar saçma değil mi?  yani ismim öyle bir isim ve o kadar güzel bir isim ki (güzelliğini geçiyorum) her yerde geçebilir, bir başka isimle tamlama yapabilir. evet evet, o benim alınganlığım cano canlar. başka hiç bir şeyden ötürü değil. 

yok yea benimle ilgili değil hiçbir şey.. farkındayım farkındayım.
bu kızı yeniden büyütmeliyim 
onun da farkındayım.. 


belki de sırrım maybelline!
uzun uzun açıklamadan sonra gelelim maybelline'den bahsetmeye. bu makyaj markasının esiri falan olmadan önceki son sözlerim olabilir. rimelim, kapatıcım, kalem eyelinerım, rujum, köpük allığım hepsi maybelline. zaten bunlardan başka bir şey kullandığım yok. sabahları suratım bembeyaz oluyor, saçlarımın kızıllığıyla beraber beni hayalete benzetebilirsiniz :) neyse, eğer kaliteli ve ucuz makyaj malzemesi istiyorum diye tepiniyorsanız maybelline'i öneriyorum cano canlar. bunun dışında artık başka bir şey kullanmam gibi geliyor. şimdi bazıları beni makyajkolik falan sanmasınlar. çok şükür hiçbir şeyin daha koliği olmuş durumda değilim. öhümm, ama makyaj bir kadın için önemlidir. iyi yapılmış bir makyaj bazen çok şeyi farkettirebilir karşınızdakine. 

...............

canım thunderbolt, 

artık resmi olmayalım. olamayız da zaten. 
dedim ya, ismim nerede geçse üstüme alınıyorum hemen. sevmiyorum bu huyumu, kurtulmam lazım. hiç güzel bir şey değil. ama ister istemez oluşturuyorum hemen senaryoyu. zaten bu senaryolar yüzünden başıma gelen geliyor ya.. 

sence ne yapmalıyım? umursamaz ol deme bana. artık eskisinden bile daha umursamazım. herkesler soruyor "n'aptın kendine sen?" nasıl böyle oldun?" diye. sırrı ikimizde saklı. kimseye söylemiyorum. sabah aynaya bakarken bile "kimse umurumda değil, en önemli benim!" deyip geçiştiriyorum. evet thunderbolt, eğer birilerini önemser ya da umursarsam kendim olamam. bıraksınlar beni kendi halime, ondan sonra düzelirim, başkalarının sevmediği ve kendimin de hiç hoşnut olmadığım huylarım var elbet. ama bunlardan kurtulmam için baskı yapmasınlar, ya da başka şeyler yapmasınlar. arkamdan konuşmasınlar. laz damarım tutarsa herşey bombok olabilir. sen, benden daha iyi biliyorsun karadenizlileri. ben de karadeniz kadınıysam en koyusundan o zaman bilirsin inadımı. inatçı olmak da kötü evet, ama zorluyorlar beni inatçı olmaya. yapacağım varsa da yapmıyorum, zevk alıyorum o hallerinden. sonum kötü olmuş ya da iyi olmuş bak bunu da umursamıyorum. 

umrumda mı sanıyorlar ki kendilerini, bence hiç de öyle değiller. 

sevgiler
witch holy

Hiç yorum yok: