5 Ekim 2010 Salı

sevgili thunderbolt ben çirkef miyim :(


dün keşfettim yine.
birine kızınca, onu kızdırmak için elimden geleni ardıma koymuyorum. karşımdakinin yumuşayacağı varsa da yumuşamıyor. o anki ruh halimle herşeyi berbat edebiliyorum kimi zaman.

ama biz buna kısmet diyelim bence. yani ben gıcık, tripkar hareketler yapmasam başka bir yerden çıkacak hıncım. ama yine hiç hoş değil bu yaptığım.

bugüne kadar üç kişi demişti bana çirkefsin diye. bir tarafıma takmadığım için umursamamıştım hiç dediklerini ve kendilerini. ama dün akşam,
düşününce,
hakkaten,
çirkef yanım var. böyle gıcık tipler olur ya okullarda, belli birine takar kancayı, hep onunla uğraşır.
heh işte ben oyum.
sınıftaki o bulaşıcı tip. ama sinirlediğim zaman.
yoksa perdemi kaldırsan altımdan pamuk gibi bir kadın çıkar. :))

öyle de meleğim, harikayım, muhteşemim.
yeter ki beni sinir etme sen :))


....
aşağıda okuyacağınız yazı, şu sıralar en sevdiğim insan olan mr. thunderbolt'a yazılmıştır. bir gün o bunu okur da "eheheh yaramaz holycikcik seni" der mi bilinmez.. bilinmez.. bilinmez.. 

sevgili bay thunderbolt,
sizinle kısa bir zamandan beridir tanışıyoruz. bir tek siz anlıyorsunuz beni. ne ebeveynlerim ne arkadaşlarım ne de akrabalarım anlamıyor, anlayamıyor. bir ara kendimi şizofren sanıyordum, başka bir boyutta yaşadığıma da inandığım olmuştu. inlere cinlere de karıştım. kötü yollar hariç tüm manevi yollardan geçtim sanırım. siz de biliyorsunuz maneviyatı. siz de benim gibisiniz. ama benden çok çok daha rahatsınız. egeli olmanız sanıyorum ki bu rahatlığınızın kaynağı. bana demiştiniz: "sen egeli biriyle yapamazsın, uyuşmazsınız" diye. halbuse ben bunu önceden bile biliyordum ki.. 
hiç bir sorunun yok diyorsunuz. neden bana hala kalmış gibi geliyor? yani eskisi gibi obsesif değilim, rahatım. hala daha yüksek ses ile ilgili problemlerim var. tahammül edemiyorum sese. yavaş, sakin, tane tane konuşsa ya herkes ya da öyle dinleseler ya müziklerini! 

mümkün değil.. neden bu kadar vahşice davranıyorlar anlayamıyorum. gerçi herkesi anlaman şart değil dediniz. ortam sana uymuyorsa mutlu olmak için sen ortama uy da demiştiniz. ortama uyamıyorum. çünkü ortamdakiler çirkef ve çok cahiller. g ile ğ'yi bir tutuyorlar. sinir oluyorum. her kafadan bir ses elbette ki çıkacak, dünyanın kanunu bu. yaratılışımızın özü. fakat neden insanlar fikirlerini kabul ettirmek için baskı yolunu seçiyorlar? ben kimseye baskı yapmıyorum. kapanmak istersem Allah aşkı için kapanırım bir başkasının aşkı için asla ve kata kapanmam. 
sırf bu yüzden türbanlı kızlarımız okuyamıyorlar. insanlar o kadar ön yargılı ki, sanki türban serbest olsa tüm türkiye'deki bağyanlar türbana girecek gibi düşünüyorlar. alakası yok, herkes biliyor ama herkes muhalefet olmak istiyor, bir şeyleri ispat etmek istiyor. buna da sinir oluyorum. iki kuruşluk aklıyla karşısındakine akıl veriyor. sen kimsin ki? türbana da girer içkimi de içerim. ya da içkimi içmem saçımı gösteririm cümle aleme. 

korkuları iyiden iyiye köreltti bunları. korkudan yapıyorlar herşeyi. ama Allah korkusundan değil. baskıdan ve zulümden. "ya iran gibi olursak.. " ile başlayan cümlelerden sonra hepsi paranoyak oldular. bence hepsi seninle konuşsalar türkiye eşsiz bir yer olacak :)) eheheheh süper bir ikili olabiliriz biz seninle. ahanda buraya yazdım sevgili bay thunderbolt. 

sevgiler
holy witch.. 

Hiç yorum yok: